Tuesday, June 29, 2010

team building days

‘başka sularda yüzmek’




‘başka sularda yüzmek’


2010 yılı.

Yılbaşı gecesi düşündüğüm,düşlediğim,gerçekleşmesini dilediğim tek rüya; Dekeyser&friends ekibi ile Philippines’de gerçekleşicek olan,Re-housing projesinde 18 fellow’dan biri olabilmek,6 ay boyunca her şeyden uzaklaşıp,bir projeye kanalize olmak,14 farklı ülkeden katılımcı gençlerle unutulmaz anılar yaşayıp,dostluklar kurmaktı. Filipinli çocuklarla hayallerinin resmini yapmak,en önemlisi onların yaşayacağı evlerin yapımında görev almak;işte bunlar bana bir ömür boyu yetebilicek ilham kaynaklarım olacaktı.

Şimdi aylardan haziran siz uykunuzdayken ben bahçemizdeki minik havuzumuzda size bu yazıyı yazıyor,Türk kahvesi içiyor,sıcakla boğuşuyorum.

Nisan ortasında,12 tane farklı aşıyı olup,Mimar Sinan’daki derslerimi yarım bırakıp,son dakika Esteve’nin bana getirdiği tifüs haplarını da içip,uçuverdim buraya,hayatımda ki en uzun uçuşu yaparak :istanbul-amsterdam-manila-cebu. Ve evdeydim,sanki çocukluğumun geçtiği yazlık evimizdi burası da,ben yıllar sonra gelmiştim,sıcacık,çok tanıdık…

İlk haftalar mekanı,insanları,kültürü,sıcak havayı,6 ay burada yaşıyacak olmamı algılama durumlarımda geçti.18 kişilik evrensel bir aile,günde beş litre içilen su,Kazakistanlı oda arkadaşım,gel-git yaşayan okyanus kıyıları,her gün ekinoksu yaşayan 7000 adadan birinde olmak,evler,kiliseler,karaokeler,dev reklam afişleri,çocuklar,bulutlar,balıklar…Filipinler,görünürde çok çeşitli,damarlarında İspanyol kanı dolaşan,tüm halkın İngilizce konuşabildiği,Koreli turistlerin uğrak mekanı kendine has capcanlı bir adalar takımı,öte yandan iç dünyası olabildiğine sakin,naif ve gerçek! Karaoke ile söylenen şarkılar onların enerji kaynağı,müzik onların vazgeçilmezi!

Projemize gelince,İsviçre merkezli Dekeyser&friends ekibinin düzenlediği 6 ay sürecek olan Cebu re-housing projesi,bu tarz projelere yıllarını vermiş,20 yıldır Cebu’da yaşayan idealist bir alman olan Father Heinz’la ortaklaşa düzenleniyor. Projemiz cebu compostela bölgesinde Hindistan cevizi ağacı ormanlarının içinde 50 ev ve bir halk merkezinin içinde bulunduğu bir köy olacak. Şimdiye kadar,çeşitli etkinlikler,workshoplar yapıp,farklı bölgelerde yapılmış ve yapılmakta olan re-housing projelerine ziyaret ettik,çalıştık ve hala da çalışmaktayız.örneğin şimdi bancal bölgesindeki şantiyede çalışmalara yardımcı oluyoruz,bu arada Filipinlerde geçen hafta okullar açıldı,anaokulunda günübirlik misafir öğretmen oluyoruz.

Son olarak burada hergün kendimi yeniden keşfetme şansını yakalıyorum,hayata aşık oluyorum, polaroid projesi,bulutlarla iletişimim,Allen De Botton’la kurduğum dostluk,fellowmydreams blogum,Filipinlere özgü görsellerle süslediğim illüstrasyonlar,dünyaya bakış açım,Özlediklerim…

Son olarak;Dekeyser and friends ekibi Alman bahçe mobilya firması Dedon sponsorluğunda oluşturulmuş genç kadrosuyla enerji dolu İsviçre merkezli gençlerin ilham kaynağı bir vakıf! Şimdiye kadar,Münich ve İstanbul’da sıra dışı projeler gerçekleştirdiler. what is your inspires? Sorusu vakıfın çıkış noktası esasında! Sahi nedir bizim ilham kaynaklarımız? Nelerde hayat buluruz? Peki rüyalarımız neler? Tüm bunlara D&F ekibinin cevabı ‘just follow your dreams’ …

MİSS NA MİSS KİTA OYA! MAHAL KİTA !

http://www.dekeyserandfriends.org/


http://fellowmydreams.blogspot.com/

bancal days


first day in day-care school! cute filipino children




Bancal days were amazing! One month...
working,teaching,dancing,lunch red horse beer! !
group number 1
fellows...
until 7am to 5pm! !
learnt many new cebuano words!
i'll misssss u ...ayo ayo

Friday, June 25, 2010

for se!



sesese!
düşün içinde uçan kelebek se!
seni çok özledimm!
hala evimiz tavanında uçmakta...
durup durup düşünmekte olan bu
kelebek sen misin?

Uzaklardaydın, oracıkta, öbür kitada,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Renklerim

Aklaşan grilikte duruyorum --
yeşilleşen mavilik
kararan saydamlık
..........

Oruç Aruoba

şimdi güneş batmak üzere,deniz koyu gri-mavi tonlarında,bulutlar uçsuz bucaksız yağmur bulutları
ben noodle yiyen yorgun kız!
yağmur yağsada izlesek diye iç geçiriyorum!
kelebek bizim eve sığındı!kocaman kostümünü her gün taşıyormuş,ordan buraya,hiç üşenmeden,koreden geliyormuş,güney adalarına uçmak için yola çıkmış!
seninle tanışmayı çok istiyor,anlattım seni!
saat 5.15 akşam üstü!
elimde seyahat sanatı kitabım: Des Esseintes :
'hayalgücü,gerçek  deneyimlerin yerini almaya yeter de artar bile...'

egzotik:yeninin ve farklı olan büyüsüdür...! ezgotik kelebek :)










Wednesday, June 23, 2010

sunrise in Cebu! !


yesterday night,i was dreaming about clouds, firecrackers,fireworks...!
then woke up...

waited for sunrise! with my notebook and pillow!
that moment : between night and day! .... so nice






A Dream Within A Dream



BİR DÜŞÜN İÇİNDE BİR DÜŞ

 
Alnına konsun bu öpüş!
Ve, şimdi senden ayrılırken,
İtiraf edeyim ki-
Günlerimi bir düş
Sayarken yanılmıyorsun;
Ama, umut gitmişse uzaklara
Bir gece ya da bir gün
Bir görüntüde ya da bir şeyde olmaksızın
Fark eder mi bu yüzden?
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz
Yalnızca bir düş içinde bir düş.
 
Kırılan dalgaların dövdüğü bir kıyının
Haykırışları içinde duruyorum:
Ve altın kum taneleri
Tutuyorum avucumda-
Ne kadar az! Ama nasıl da
Süzülüyorlar parmaklarımın arasından derinlerine
Ben ağlarken - ben ağlarken!
Ah Tanrım! Daha sıkı
Tutamaz mıyım onları?
Ah Tanrım! Tekini bile kurtaramaz mıyım acımasız
dalgadan?
Bir düşün içinde bir düş mü
bütün gördüğümüz ve göründüğümüz?
E.A.POE




Take this kiss upon the brow!
And, in parting from you now,
Thus much let me avow-
You are not wrong, who deem
That my days have been a dream;
Yet if hope has flown away
In a night, or in a day,
In a vision, or in none,
Is it therefore the less gone
All that we see or seem
Is but a dream within a dream.


I stand amid the roar
Of a surf-tormented shore,
And I hold within my hand
Grains of the golden sand-
How few! yet how they creep
Through my fingers to the deep,
While I weep- while I weep!
O God! can I not grasp
Them with a tighter clasp?
O God! can I not save
One from the pitiless wave?
Is all that we see or seem

But a dream within a dream?

 
Edgar Allan Poe

colours of dreams

İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.

Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya ya da pembeye
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…

CAN YÜCEL (Bağlanmayacaksın şiirinden)


ya da bu Filipinli çocuk gibi sessizce gökyüzünü boyayacaksın...
hayallerinin rengiyle!

Saturday, June 19, 2010

Paulina and clouds

      
                                                    BULUT MU OLSAM

Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.

Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa? ..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

    NAZIM HİKMET
 
Living is no laughing matter:
you must live with great seriousness
like a squirrel, for example-
I mean without looking for something beyond and above living,
I mean living must be your whole occupation.
Yasamak sakaya gelmez,
buyuk bir ciddiyetle yasayacaksin
bir sincap gibi mesela,
yani, yasamanin disinda ve otesinde hicbir sey beklemeden,
yani butun isin gucun yasamak olacak.

N.Hikmet